-
1 karmakarışık olmak
v. fall into confusion, foul up, snarl -
2 karmakarışık olmak
to be in a mess, to jumble -
3 karmakarışık
озвонч. -ğı1) беспоря́дочный; спу́танный, запу́танныйtaranmamış kumral saçları vardı — у неё бы́ли нечёсаные спу́танные све́тло-кашта́новые во́лосы
2) перен. пу́таный, сумбу́рныйbaşımın içinde bir sis ve hep ona bağlı hayaller var — у меня́ в голове́ како́й-то тума́н, и отсю́да постоя́нные сумбу́рные представле́ния
karmakarışık etmek — привести́ в по́лный беспоря́док, запу́тать
karmakarışık olmak — быть в по́лном беспоря́дке, перепу́таться
-
4 karmakarışık
in utter disorder, in complete confusion. - etmek /ı/ to mess up completely, put into complete disarray. - olmak to be completely messed up, be put into utter disorder. -
5 κουβαριάζω
karmakarışık olmak -
6 jumble
birbirine karismak, karmakarisik olmak; karmakarisik etmek,düzensizlik, karmakarisik sey -
7 durcheinander
durcheinander adv: durcheinander bringen şaşırtmak, -in aklını karıştırmak;durcheinander geraten (birbirine) karışmak; birbirine girmek;durcheinander reden (hep) bir ağızdan konuşmak;durcheinander sein şaşırmış olmak; Dinge karmakarışık olmak -
8 snarl
n. kargaşa, karışıklık, keşmekeş, arapsaçı, homurdanma, homurtu, söylenme————————v. karıştırmak, birbirine katmak, arapsaçına çevirmek, birbirine girmek, hırıltı yapmak, karmakarışık olmak, hırlamak, homurdanmak, söylenmek, sinirle söylemek* * *1. hırla (v.) 2. hırlama (n.)* * *1. verb((of a dog etc) to growl angrily, showing the teeth: The dog snarled at the burglar.) hırlamak2. noun(an angry sound of this kind.) hırlama -
9 foul up
dolaştırmak, karıştırmak, bozmak, rezil etmek, kirletmek, tıkamak, tıkanmak, karmakarışık olmak* * *karışıklık -
10 fall into confusion
v. karmakarışık olmak -
11 fall into confusion
v. karmakarışık olmak -
12 perişan
\perişan etmek durcheinanderbringen\perişan olmak ( fam) vor die Hunde gehen\perişan bir durumda bulunmak sich in einem kläglichen Zustand befinden -
13 wild
1) ( Volk) vahşi, yabanıl, ilkel yaşayan; ( Tier) vahşi, yabani, yabanıl; ( Pflanze) yabani, yabanıl; ( Landschaft) vahşi, insan ayağı değmemiş;\wilde Rose/Ziege yaban gülü/keçisi;\wild wachsend yabanıljdn \wild machen ( fig) birini kudurtmak, birini kızdırmak [o öfkelendirmek];ein \wilder Zorn ergriff ihn ( fig) öfke topuklarına çıktı;ein \wildes Durcheinander karmakarışık, keşmekeşlik;\wild entschlossen sein ( fam) kesin karar vermiş olmak;\wild werden vahşileşmek, kudurmak, ele avuca sığmamak;\wild zelten kaçak kamp yapmak;\wilde Ehe ( fig) nikâhsız yaşama;\wilder Streik ( fig) yasa dışı grev4) ( Kinder) haşarı, azgın, kuduruk, çok yaramaz, ele avuca sığmaz
См. также в других словарях:
karmakarışık olmak — çok karışık duruma gelmek Benim köy sükûnuma yuva olmak üzere düşündüğüm bu odacık karmakarışık olmuş. H. Z. Uşaklıgil … Çağatay Osmanlı Sözlük
karmakarışık — sf., ğı 1) Dağınık, düzensiz, çok karışık Taranmamış, karmakarışık kumral saçları, kocaman bir ağzı, fevkalade muntazam ve güzel dişleri vardı. S. F. Abasıyanık 2) mec. Huzursuz, kararsız, karmaşık Başımın içinde bir sis ve hep ona bağlı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
allak bullak olmak — 1) çok karışık duruma gelmek, altı üstüne gelmek, karmakarışık olmak, düzeni bozulmak Bütün insanların içleri dışına çevrilse dünya allak bullak olur. N. Araz 2) mec. karışmak Kötü haberi alınca kafası allak bullak oldu. 3) mec. şaşkına dönmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
darmaduman olmak — karmakarışık bir duruma gelmek Eskiler, genç hürriyet jandarmalarının aman vermez takipleri altında darmaduman olmuşlardı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
çorba olmak (veya çorbaya dönmek) — (bir iş) karmakarışık duruma gelmek, içinden çıkılmaz bir durum almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İGTİŞAŞ — Karışıklık. Kargaşalık. Karmakarışık olmak. * Birisinin fena telkinini kabul etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
alan talan — sf. Karmakarışık, allak bullak, darmadağınık Ortaya bir kucak çamaşırla orta yaşlı, saçları alan talan bir Musevi kadını çıktı. H. R. Gürpınar Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller alan talan etmek alan talan olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
allak bullak — sf. Altüst, karmakarışık Memleket zaten ayol, baksana allak bullak / Sen de hissinle yürürsen batarsın mutlak. M. A. Ersoy Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller allak bullak etmek allak bullak olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekilmek — nsz 1) Çekme işi yapılmak Ağlar çekiliyor dalyanlarda. O. V. Kanık 2) e Kendini geriye veya bir yana çekmek 3) den Bir işten, bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek Hiçbir zaman mebusluktan çekilmek niyetinde değilim. T. Buğra 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
darmaduman — sf. Karmakarışık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller darmaduman etmek darmaduman olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
karmakarış — sf. Karmakarışık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller karmakarış etmek karmakarış olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük